25 Mayıs 2011 Çarşamba

Michael Chapman - Fully Qualified Survivor (1970)


1941 doğumlu İngiliz folk-rock şarkıcısı Michael Chapman, "Rainmaker" isimli debut çalışmasının topladığı harikulade övgüler üzerine hemen ertesi yıl bu güzide albümü kotarmış ve ne kadar yetenekli bir halk ozanı olduğunu herkese kanıtlamıştı. İlkinden daha kalifiye melodilere ve daha vurucu şarkı sözlerine sahip olan albüm, açılıştaki "Aviator"un taşıdığı (benzeri zor bulunur) ruh hâlini 46 dakika boyunca muhafaza ediyor ve dinleyicisini tam anlamıyla içine alarak adeta yağ gibi akıyor. "Postcards of Scarborough" ise sadece albümün kendisinin değil, müzik tarihinin de köşetaşlarından biri diyebileceğimiz, olağanüstü bir şarkı. 70 yaşında hâlâ albüm yapmaya devam eden Chapman'ın kişisel zirvesi olduğu su götürmeyen albüm, 2011 yılında yeniden yayımlandı ve tazeliğinden hiçbir şey yitirmediğini cümle âleme gösterdi. 10/10

24 Mayıs 2011 Salı

Best albums of 1991 (#1)


1. Nirvana - Nevermind (10)

Not: Albümleri indirmek için her birinin üzerine tıklayınız. Ölmüş link varsa, yorum kısmında bildiriniz. P.M. Dawn'un albümü "r" şeklinde tuhaf bir uzantıyla iniyor. Onu "rar" diye değiştirip onayladıktan sonra paketten çıkarınız.

20 Mayıs 2011 Cuma

Wye Oak - Civilian (2011)


İsmini, eyaletlerinin (Maryland) sembolleri arasında gösterilen 460 yıllık bir ağaçtan alan Baltimore'lu indie rock ikilisi Wye Oak, iki uzunçalar ve bir EP'den müteşekkil kısa kariyerinde, bugüne kadar hem müziksever kitlelerden hem de eleştirmenlerden pek yüz bulamamış bir grup(tu). Ama işlerin, "Civilian" ile birlikte başka bir yöne evrildiğini/evrileceğini görmek için, albümü sadece birkaç kez dinlemek yeterli. Günümüz indie rock camiasının en iyi vokalistlerinden biri olarak mimlenmesi gereken Jenn Vasner'ın şarkı sözleri, önceki işlerine nazaran sanki biraz daha keskin ve biraz daha hüzünlü. Prodüktörlüğünü bizzat kendilerinin yaptığı albüm ise genel olarak iyi kaydedilmiş ve berrak bir sound'a sahip. Gitar, davul ve (gerekli yerlerde devreye giren) keyboard ile yaratılmış, duygusal olarak güçlü, melankolik ama aynı zamanda sade ve hazmı kolay bir müzik bu. Albümün kendisi de, birkaç çalışmadan sonra beklenen çıkışını gerçekleştiren bir grubun zirve noktası. 8/10

19 Mayıs 2011 Perşembe

Best Music Videos Ever #2: Street Spirit (Fade Out)

90'lı ve 2000'li yılların en büyük gruplarından biri olan Radiohead'in, 1995 tarihli "The Bends" albümünün kapanış şarkısı ve o yıllarda hiçbirimizin hayal edemeyeceği, ilk gördüğünde bir anlam veremediği, her seferinde "na.. na.. nası yaa!" nidalarıyla kendini seyrettiren akıl almaz videosu... En iyi klipler söz konusu olduğunda olmazsa olmaz bir köşe taşı...

Radiohead - Street Spirit (Fade Out) (1996)
Yönetmen: Jonathan Glazer

17 Mayıs 2011 Salı

Best albums of 1991 (#2)



Not: Albümleri indirmek için her birinin üzerine tıklayınız (Guns N' Roses'ın albümü duble CD olduğu için I ve II'nin üzerine ayrı ayrı tıklamak gerekiyor). Ölmüş link varsa, yorum kısmında bildiriniz.

14 Mayıs 2011 Cumartesi

tUnE-yArDs - W H O K I L L (2011)


New England yerlisi Merrill Garbus, tUnE-yArDs adıyla 2006'da başlayan solo çalışmalarını, kaset formatında bizzat kaydettiği "BiRd-BrAiNs" albümüyle 2009'da ciddiyete dökmüş ve oldukça olumlu eleştiriler almasını müteakip, daha bir ay geçmeden 4AD ile sözleşme imzalamıştı. Doğal olarak yeni albümü daha profesyonel bir çalışma ortamında, kalabalık bir müzisyen ekiple kotarılmış. Ve net bir şekilde belirtilmeli ki, ortaya çıkan sonuç ilkinden daha parlak, daha etkileyici ve daha başarılı. Yaptığı müziğin türünü belirlemek her ne kadar imkânsız olsa da, Garbus'un tıpkı şekerci dükkânındaki bir çocuk gibi aklına gelen tüm fikirler ve müzikal olanaklar arasında vahşice gezindiği (ve folk, R&B, jazz, hip-hop gibi türlerin hemen hepsiyle haşır-neşir olduğu) söylenebilir. Bunu yaparken yaratılan işin dağınık, savruk ve bütünlükten yoksun görünmemesi ayrıca takdir edilmeli ama elbette onun müziğini tanımlayan temel element, eşi-benzeri olmayan muhteşem sesi ve vokal tarzı. Albümü birkaç kez döndürdükten sonra Garbus'un alâmet-i farikası diyebileceğimiz bu ses, dinleyiciyi yavaş yavaş sarmaya başlıyor ve şarkıcının sonraki işleri için sabırsızlandırıyor. 9/10

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Explosions in the Sky - Take Care, Take Care, Take Care (2011)


Texas'lı dörtlü Explosions in the Sky'ın müziği, tıpkı mezkur güney eyaletinin insana ilk etapta çağrıştırdığı şeyler gibi: Uçsuz bucaksız bir manzara, temiz bir açık hava ve "genişlik" hissiyatı.. Tarzlarına alışmak ve sindirmek için belki diğer gruplardan daha fazla dinlemek gerekiyor, belki biraz daha emek istiyor ama melodi ve düzenlemelerdeki benzeri az bulunur zarafete bir kez alıştıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Gitar orijinli entrümantal bir müzik icra edip, bunu distorsiyonlarla desteklerken, ortaya çıkan mamûlü bu kadar "dinlenebilir" kılmaları gerçekten de takdire şayan bir durum. Son üç albümle birlikte "dört yılda bir" periyoduna girmeleri ise, müzikseverler için tek kelimeyle şanssızlık.. 9/10

8 Mayıs 2011 Pazar

Camera Obscura - My Maudlin Career (2009)


1996'da kurulan ama ilk albümünü 2002'de kaydeden İskoç grup Camera Obscura, o zamandan beri indie camiasında romantik, korkusuz ve süslü lirikler; mükemmel melodiler ve zengin orkestral düzenlemeler ile parıldayan, çok nitelikli bir pop müziğin icracısı durumunda. Hele Tracyanne Campbell'ın sesi ve vokal tarzı o kadar güzel ve baştan çıkarıcı ki, bir kez dinleyenin bir daha vazgeçebilmesi çok zor. 9 kişilik bu kalabalık kadronun bugüne kadarki en iyi işleri olarak, genelde 2006 çıkışlı "Let's Get Out of This Country" gösterilir ama şimdilik son albümleri olan "My Maudlin Career" (tarz olarak öncekiyle neredeyse aynı olmasına karşın) bizce o albümü de (burun farkıyla) aşan bir çizgide, bu mütevazı grubun kariyerinin zirvesinde konuşlanıyor; dinleyici için duygusal anlamda çok güçlü, aynı zamanda müzikal olarak fazlasıyla tatmin edici bir yolculuk arz ediyor. 9/10

5 Mayıs 2011 Perşembe

Best Music Videos Ever #1: Frontier Psychiatrist

The Avalanches isimli acayip grubun "tamamı sample'lardan oluşan" (ve aynı zamanda şimdiye kadar kaydettiği ilk/tek) uzunçaları "Since I Left You"da yer alıyor bu şarkı. Ve öyle bir videoya sahip ki, görenler arasından birazcık güzel sanat duygusu olup da sarsılmayacak ve vurulmayacak bir insan herhalde yoktur. Tamamen uçuk imgelerden oluşan, hiç kimsenin tam anlamıyla çözemeyeceği bir şenlik adeta...

The Avalanches - Frontier Psychiatrist (2001)
Yönetmen: Tom Kuntz & Mike Maguire

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Fleet Foxes - Helplessness Blues (2011)


Üç yıl önce yayımlanan self-titled ve debut albümleri vasıtasıyla yeni şeyler keşfetmeyi seven dinleyicilerin hayatına adeta neşe saçan Seattle kökenli barok-folk-pop grubu Fleet Foxes, vokalist/gitarist Robin Pecknold'un önderliğinde, niteliksel açıdan fazlasıyla zengin vaatler sunan bir kariyerin ikinci imzasını atmış bulunuyor. İlki neredeyse kusursuz olduğu için, çıtayı baştan yükseğe koyan diğer tüm meslektaşları gibi "ikinci albüm sendromu" denen illetten nasiplenir diye korktuğumuz bu armoni zengini grup, dün piyasaya sürülen "Helplessness Blues" sayesinde söz konusu korkuların boşuna olduğunu da kanıtlıyor aynı zamanda. İlhamını '60'lı yılların yumuşak pop klasiklerinden ve İngiliz folk'undan alan düzenlemeler; dinleyen herkese bir tür huzur veren, berrak ve duru besteler; Pecknold'un insan yüreğini araştıran şarkı sözleri ve nevi şahsına münhasır vokal performansıyla, hiçbirimizi hayal kırıklığına uğratmayan, eli-ayağı fazlasıyla düzgün bir albüm. 9/10

1 Mayıs 2011 Pazar

The Budos Band - The Budos Band III (2010)


Afro-beat müziğin kralları olarak bilinen Antibalas'ın ev sahipliği yaptığı bir jam-session'da bir araya gelen ve o zamandan beri icraatlarına devam eden Staten Island'lı (12 kişilik) dev jazz-funk grubu The Budos Band'in, kendileriyle aynı adı taşıyan üçüncü albümü.. Daha ziyade trompet ve saksofonla çalınan nefis melodilerle, zengin düzenlemelerle ve dinleyicinin kanını kaynatan ritmlerle yıllar içinde kendisine sağlam bir hayran kitlesi edinen grup; hem satış hem de eleştiri anlamında çok başarılı olan ilk iki uzunçaların ardından, aynı ayak izlerini takip ederek ve "üzerine koyarak" yoluna devam ediyor. Üç albüm arasında en iyisi olduğu (birkaç dinleyişten sonra) hemen fark edilen bu çalışmada, ekibin müziğine Ortadoğu ezgileri, psychedelic unsurlar ve Latin sıcaklığı son derece başarılı bir biçimde entegre olurken, hâl-i hazırda zaten büyüleyici olan karışımı başarıyla genişletiyor. Kimi şarkılarda '70'li yılların Blaxploitation filmlerinin soundtrack'i gibi de tınlayan albüm, şurası bir gerçek ki, grubun kariyerinde dev bir ileri-adım. 10/10